Gaziantep Düğün Kültürü

Gaziantep Düğün Kültürü

Gaziantep Düğün Kültürü

Düğün ve evlenme , Gaziantep’te de kutsal bir olayın başlangıcıdır . Evliliğin her aşamasında büyük ihtimalle yöredeki töre ve inançlara yönelik davranış edilir . Evlenme adetleri İlimiz , merkezi dahil olmak üzere olmak üzere olmak üzere; Nizip ilçesi Boyundur ve Uluyatır ( Mizar ) , Oğuzeli ilçesi Dokuzyol ( Uruşlu ) , Büyükkaracaören ve Hötoylu , Araban ilçesi Elif Beldesi ve Akbudak ( Süpürgüç ) , Yavuzeli İlçesi Sarılar , Göçmez , Hacımallı ve Üçgöl , Karkamış ilçesi Elifoğlu , Alagöz , Alacalı , Çiftlik ve Balaban köylerinde uygulanmaktadır .


DÜĞÜR GEZME
Düğür gezme; evlilik çağına gelmiş kızlara bakmaya gitmek demektir . Dügür , oğlan ya da adam yeğeni olanlar açısından gezilir . Dügür gezenler , tanıdık dost e akrabalarından , evlenme yaşında kızı olanların salığını ( Haberini ) alırlar . Ek Olarak bir bir sonra haberleri yokmuş buna benzer belirlenen eve giderek kıza bakarlar . Düğür gezenler için en mühim kalan şey , kızın ailesinin geçmişidir . Ondan bir bir sonra kızın marifetleri ve güzelliği gelir .
Düğürcüler kızı beğenirlerse , birkaç gün bir bir sonra bir ek olarak görmeğe giderler . İkinci seferde de beğendikten bir bir sonra oğlana bilgi verirler ve kızı , gizlice yolda gösterirler . Düğürcüler beğendiyse , oğlana birçok bir söz düşmez .
Oğlan , kızı gizlice görüp beğendikten bir bir sonra , evlenmenin ilk adımı kalan erkekler aralarında söz alıp verme işi başlar .


BEKLİK TAKMA
Beklik takma; Gaziantep ‘te nişan takma adına kullanılan bir tabirdir . Beklik takma yapılmadan öncesinde , kız evi açısından istenilen ve adam evi açısından alınması zorunlu kalan giyecek eşyaları alınır . . Bu olaya ” Beklik Karartısı ” denir . Giyecekler beklik takılırken kız ve adam açısından giyilir . Beklik karaltısının içerisinde , bir kat elbiselik , kundura çanta , pabuç ve iç çamaşırı bulunur . Önceden hamam peştimalı da verilirdi .
Bu hazırlıklar bitikten sonra; sıra yüzük takmaya gelir , nişan mutlaka kız evinde yapılır . Oğlan evi nişan gününden birkaç gün öncesinde dost ve akrabalarına bilgi yollayarak , nişan gününü bildirir . O gün , herkes , kız evinde toplanır . Nişana daveti önceden ” Okuyucu ” denilen bayanlar yaparlardı . Günümüzde okuyucu kadınlardan kimse kalmamıştır .
Nişan bugünü sabahı oğlan evi , kız evine , nişanda yenilecek kalan bütün yiyecek , tatlı ve meyveleri göndermek zorundadır . Yemekler yenilir , getirilen kıyafetler bir ip üstünde sergilenir . Giyecekler incelendikten bir bir sonra , tatlı yenilir ve yüzük takılır . Bu nişana erkekler katılmaz , bayanlar aralarında yapılır .


BAŞLIK VE KALIN
Gaziantep’te ve bilhassa köylerinde kalın alma olayı hala daha ek olarak devamı etmektedir . Kalın , kız babası açısından , kızın çeyizine harcanmak üzere alınır . Kız babası , aldığı bu parayı bir başka harcama için kullanmaz . Eğer bu miras kız için harcanmazsa , bu büyük bir terbiyesizlik olarak onay edilir .
Kalın parası , günün kurallarına yönelik alınır ve bir usulü vardır . Kız istendikten bir bir sonra oğlun evinden büyükler giderek , kız evinden ne civarında kalın istediklerini sorarlar . Eğer istenilen miras birçok ise; aile büyükleri araya girerek ölçüsü düşürmeye çalışırlar . Oğlan evi , ek olarak bir bir sonra verebileceği ölçüsü kız evine bildirir . 5 aşağıya , on yukarı işi bağlarlar . Tekrar kız evinde toplanılır ve masrafları oğlan evi giderir . Bu toplantıya sadece erkekler katılır ve yenilip içildikten bir bir sonra , oğlan babası herkesin önünde parayı kız babasına verir . Bu Şekilde kalın işi halledilmiş olur . Önceleri başlık ve kalın buna benzer maddiyata dayanan kaynakları olamayanlar , farklı usulü ile evlenirler . Farklı yapabilmek , 2 ailenin kız alıp vermesidir . Farklı yapmaya evlenme yaşına gelmiş ağabeyler hüküm verirler . Her aile bir kız alır , bir kız verir . Bu sebeple başlık alıp vermezler .
Bu usulü benimseyenler çoktur . Çünkü; masrafsız olarak yapılan bir evlilik yoludur . Bu usulde gönün işi olabilitesi yüksek olmayıp , ailenin vereceği kararlar önemlidir . Farklı yapan aileler , büyük ihtimalle fakir ailelerdir . Eğer farklı , benzer köyün gençleri aralarında değil de , bir başka köyle farklı yapılıyorsa , o zaman; değiştirilecek kızlar , at üste bindirilerek , başka köye dosdoğru yola çıkarlar . İki köy aralarında kafile
karşılaşır . Ek Olarak sonra; 2 tarafta kızları alır , köylerine dönerler . Her köy aralarında , ek olarak düğün yapar .


YATAK BİÇME
Yatak biçme , imece usulüyle yapılan bir yardımlaşma ve eğlence günüdür . Yatak biçme , kız evinde yapılır . Oğlan evinden ve kız evinden gelen bayanlar , yardımlaşarak , kızın çehizine konacak yatak yüzlerini diker ve yorganları köpürler . Bir yandan iş yapılırken , birde da , yemekler yapılır ve yenir . Yatak biçmeye çalgıcılar çağırmak adetler arasındadır . Yatak biçmeye gelen bayanlar , yer , içer ve eğlenirler .


ÇEHİZ ( ÇEYİZ )
Gaziantep’te birçok mühim yer tutar . Bilhassa kızlar çeyizleriyle değerlendirilir . Kız çeyizini miras olarak hesaplamak olası değildir . Bir kızın çeyizi doğduğu günde dizilmeye başlar . Ana , teyze , hala daha ek olarak v . s . akrabalar da bu çeyize daima bir birşeyler eklerler .


ÇEHİZ ALMA ADETLERİ
Çeyiz alma kız evindeki kızın çeyizinin , oğlan evi açısından alınıp , oğlan evine götürülmesidir . Çeyiz alınacağı gün , oğlan evinin akrabaları oğlan evinde , kız evinin akrabaları kız evinde toplanırlar .
Çeyiz bugünü , eğlenceyi oğlan evi yapar , kız evi ise; oğlan evinin gelmesini bekler . Kız evinde hiçbir eğlence yapılmaz . Çeyiz alma adetleri günümüzde hala daha ek olarak eksiksiz olarak devamı etmekte ve yapılmaktadır .
Kız evinden çeyiz almada da bir takım adetler ağırlığını korur . Çeyizlerin yer aldığı evdeki kızın sandığının üzerine , kızın adam kardeşi ya da yakın bir akrabası oturur . Oğlanın babası ya da bir aile büyüğü , sandığın üstünde oturan kişiyi kaldırmak için , bir miktar miras verir . Miras verildikten bir bir sonra , çeyiz taşıma işlemlerine geçilir .
Çeyiz taşınırken meydanda yer alan her mal alınır . Yeni evlenecek kalan eşlere medet olarak ne bulunursa götürülür . Taşıma işi sadece oğlan evine düşer , kız açısından kimse taşıma işine karışmaz . Çeyiz taşındıktan birkaç gün bir bir sonra , kız evinden birkaç birey çeyizin taşındığı eve giderek , evi dizerler . Gelen bütün çeyizler evin içersinde düzenlenir ve türk malı adına konulur .

KINA GECESİ
Gerdek gecesinden ir gün bir önce yapılan bir gecedir . Bu gece kız evinde ve adam evinde ayrı ayrı yapılır .
Kına gecesinin en mühim kişilerinden birisi kalan sağdıç , damadın koruyucusu ve onun hizmetkarıdır . Kına gecesi dahil olmak üzere , düğün boyunca damadın bütün ihtiyaçlarından sorumludur .
Kına gecesinden bir gün bir önce , attarlar’ dan kına alınarak , kız evine gönderilir . Oğlan evi , kendisinin kendi evinde eğlendikten bir sonra , gece , geç saatlerde kız evine giderek kınayı isterse . Kınayı kız evinden almaya gidilirken , yolda , türküler söylenir ve arada bir ” Yah yah ” çağrılır .
Oy mizmize mizmize
Kınayı verin bize
Kınayı vermezseniz
Bizde küseriz size
Yukarıdaki maniye benzeyen birkaç maniler okunur . Kız evinden , içine yoğrulup konmuş ve her biri kaz yumurtası büyüklüğündeki topakların üzerine birer mum dikilmiş ve yakılmış kalan kına tepsisi , coşkulu bir eğlenceyle alınarak , oğlan evine gidilir .
Oğlan evine gidilirken , kına ilk bir önce öksüz birinin eline yakılır . Daha bir sonra sağdıç , damada ve arkadaşlarının eline kına yakar . . Kına yakanın bekar olması şarttır . Bu da; ” Abbisi ( Darısı ) kendisine olsun ” diyebilmek için yapılır . Kınayı yakma , kız evinden gelme 4 köşesi solgun tel işleme bir çerçeve ( tülbent mendil ) ile yapılır .
Tepsideki topak kınalar , üstü şeritli jelatin kağıtlarla süslenmiş biçimdedir . Kına damada yakılırken , iğne batırılır . Bu olaydaki maksat; bir gün sonraki gerdek gecesinde damadın uyanık olması içindir .
Kınayı almaya gidilirken , damat o topluluğun içerisinde bulunmaz , kına getirildikten sona , kına yakılacağı gün , damat kimseye sezdirmeden saklanır . Saklandığı yeri ancak , sağdıcı bilir . aynı zamanda , damadı , kınaya gelen kalabalık aramaya başlar , yer alan damadın eline coşkulu bir gökyüzü içersinde kına yakılır .


GELİNCİ VE DÜĞÜN GÜNÜ
Gelinci , yöremize ait bir bayan düğünü olup; düğün salonuna kadınlardan diğer kimse alınmaz . Bir Takım yakın akrabalardan gelen olursa , kapıda beklemek zorunda kalır .
Kına gecesini izini süren günde , oğlan evinde , oğlanın bütün bayan akrabası , komşuları , mahalle kadınları toplanır . Çalıp söyler , oynar ve eğlenirler .
Gelinciye , gelin ile damat birlikte gelir . Gelin kalan kız , son yemeğini abasıyla birlikte yer daha bir sonra akrabaları açısından giydirilir .
Gelinciler , eğlencenin ortalarına dosdoğru ara verir . Gelinciler yanlarında yiyecek ve içecek getirirler . Getirilen yiyeceklerin en başında ” Hedik ” , bunun yanı sıra kuruyemişler , meyveler ve yemekler yer alır . Yiyecek getirenler , getirmeyenlere dağıtırlar . Bu Biçimde Çok iyi bir arkadaşlık ve yakınlaşma ortamı da doğmuş olur .
Gelincinin tekrar 2. bölümü başlar . Kaynana gelinin başına şeker atar , şekerlerin bir bölümü da misafirlerin üzerine atar . Bu mevzu çocukların 4 gözle bekledikleri andır . Gelinci bittiği gün , gelinin arkadaşları , gelini alarak gerdek odasına götürürler . Yatsı’ya dosdoğru , damadın arkadaşları gelerek , gelinden damadın eşyalarını isterler . Gelin , damadın giyeceği eşyaları kendisinin eliyle arkadaşlarına teslim eder . Elbiseyi alan arkadaşları damadı giydirdikten bir sonra namaza götürürler .
Memleketimizde , bilhassa köy düğünlerinde bu gelenek devamı etmektedir . Şehirde ise; bu adet kalkmıştır . Düğün bugünü , oğlan tarafı , mahsere kazanları ve elbeştelerde pilav ve cacık ( Sulu ) yemekler yapılır . Okuyucu vasıtasıyla , gelinciye kalan bayanlar yer icer , çalar oynarlar .


MAŞTA
Gelinci ve düğün günleri , davetlileri idare etmek , onları hakkıyla ağırlamak , yemeği ikram eden , törenle ilgilenen diğer işleri üzerine alan ve mühim roller oynayan kadına maşta denir . Maştanın aldığı kararlara büyük ufak her ferdin , itaat etmesi mecburidir .


NİKAH TÖRENİ
Nikah için kız , babasına ya da amcasına vekalet verir . Yalnız vekalet verirken , vekaleti alan kimse; üç defa ” Bana vekalet veriyormusun . ? ” diye sorar . Evet cevabını alınca , camiye gidilir , vekaleti alanlar hocaya nikahı kıydırırlar .
Son zamanlarda dini nikahlar , camilerden ziyade evlerde kıydırılmaktadır . Bunun için , vekalet verme işi ortadan kalkmış olur . Resmi nikah da , her yörede benzer olduğundan , ek olarak anlatılmasına lüzum yoktur .


GÜVEYİ NAMAZI VE GÜVEYİ GEZDİRMESİ
Daha önceleri güveyi namaza giderken , iki açısından , damadın arkadaşları ellerinde mumlar yanmış durumda birlikte davranış ederlerdi . Bu şamdanlar ağaçtan yapılmış ve ağaç dalı gibidir . Özel şekil taşır . Her bir şamdanın üstünde 8 – 10 mum yanar . Bu şamdanlar rengarenk kağıtlarla güzelce süslenir . Bunları , güveyinin sağında ve solunda iki birey tutarlar . Bu kişilere ” Sağdıç ” denir . Bu kişiler , hizmetlerinden dolayı mükafatlandırılmazlar . Onun için Antep’ te ” Emeğin Sağdıç , Emeğine Döndü ” diye bir de atasözü vardır . Güveyi namaza gidip gelirken , önü sıra gazeller , ilahiler okunur , koşmalar söylenir . İmam nikah tazeleme ve bir de dua yapar . Duadan bir sonra güveyi , evvela imamın ellerini öper , bir sonra sağdıçlar mumları alarak , öne düşerler . İlahiler biter , ezgi ve türküler başlar . Bundan bir sonra , gazel ve koşmacılar devamı eder . Alaylar , şarkılar içerisinde güveyiyi eve getirirler . Bu gidiş gelişte damada dostlarınca , defalarca iğne batırılır . Şarkılar biter . Güveyiye ivey ( müsade ) verilir , herkes dağılır . Damat gelinin yanına girince , iki rekat namaz kılar .